Herkese Merhabalar,
Bu geceye bir yazı bırakmak için bir bahane ararken aklıma çadır seçme aşamasında yaşadıklarımızı yazmak geldi. Hatta bu konuyu bir yazı dizisi halinde paylaşmaya çalışacağım. Dönelim konumuza...
Kamp kelimesi ailemizde, cümle içerisinde kullanılmaya bundan yaklaşık 2 buçuk yıl kadar önce başladı. O zamanlar 5 yaşlarında olan kızım Ela, izlediği çizgi filmlerinde etkisinde kalarak kamp yaparsak şunu yaparmıyız, kamp yaparsak gece hikaye okur muyuz, kamp yaparsak çadırda nasıl uyuruz gibi cümlelerle aklımıza yavaş yavaş girmeye başladı.
Bende onun güzel hayallerine dayanamayıp internetten forumlara bakıp, araştırma yapmaya başladım. Lakin aklımda deli sorular var. Malzeme olarak neler almalıyım, çadır seçerken nelere dikkat etmeliyim, çadırın büyüklüğü ne kadar olmalı, şişme yatakmı yoksa mat mı vs vs vs... Birde tabi eşim çadır kelimesini duyunca ben orada yapamam, çok rahatsız oluruz gibi cümleler söyleyince acaba dedim vazmı geçsem...
Bir yandan kızımla kamp yapma fikri ve onunla geçirebileceğimiz güzel zamanlar aklımı işgal ederken diğer yandan hiç kamp yapmamış olmanın verdiği bilinmezlik. Bu arada internetten deli gibi araştırma yapıyorum. Çadır tavsiye videoları izliyorum, ilk kez kamp yaparken nelere dikkat edilir gibi makaleler, çocuklu kamp nasıl yapılır gibi tavsiye yazıları vb...
Sonunda bir sabah birden aklıma bugün bu işi bitirmeliyim düşüncesi yerleşti. Yeğenim Turgutu ve kızım Elayı alıp Decathlon'un yolunu tuttum. Dedim ki hem yerinde incelerim hem de yeğenim de dışardan bir göz, fikir verir, karar vermeme yardımcı olur. Birde kızımda onaylarsa olur bu iş. Ben hanımı ikna ederim zaten:). Bu fikirlerle mağazaya ulaştım. Lakin iş asıl orada başlıyormuş. İnsan çadır almaya çalışırken sanki ev alıyormuş hissine kapılır mı ya. Çadırın kumaşı, sıcak / soğuk dengesi, boyutu falan filan derken 2 saat çadır incelemişiz orada. En sonunda kızımın haklı isyanıyla ( yoruldummmmm diye bağırınca) Arpenaz Fresh & Black 3 kişilik çadırda karar kıldık. Çadır seçimi sonunda Ela'nın çadırın içine yatıp, beni burda bırakın, siz devam edin dediğini dün gibi hatırlıyorum. Sonrasında yatak mı yoksa mat mı ikilemine nihayet geçebilmiştik.
İnternette bir çok forumda matın taşıma kolaylığında bahsedilirken bir yandanda rahatsızlığı işi içine sokuluyordu. E şişme yatağında rahatlığı çok iyi ama patlıyor diyenlerde diğer yandan saldırıyordu. Bu aşamada işi ehline bıraktım, yani kızıma. Oda atladı, zıpladı, 10 dakika ikisinide denedi ve lararını şişme yataktan yana verdi. Bu iki büyük dağı aştıktan sonra gerisi artık dümdüz patikaydı benim için. Ufak tefek kamp malzemeleride kattık işin içine( el feneri , çadır aydınlatması, vb).
Gün sonunda aklımdaki tek şey bu çadırı bir an önce denemeliyiz oldu. Birde eşimi ikna etmek var tabi. Eve gittim, salonun ortasına çadırı birgüzel kurdum, yatağı şişirdim.Çadıra yerleştirdim. Bildiğiniz eşime pazarlamacı gibi sunum yapıyorum yani. Eşimede deneme fırsatı tanıdım ve nitekim olumlu tepki verince kamp olayına 1 gün içerisinde bodoslama dalmış olduk.
Uzun süre ailece kamp yapan birisi olarak benim durumumda olanlara nacizane tavsiyelerimden bahsedeyim;
1-) Lütfen çadırınızı geniş tutun. Özellikle ailece kamp yapan birisiyseniz. Ne kadar geniş o kadar rahat uyku demek. Yani şu "ya zaten biz hanımla zayıfız, birde çocuk küçük. Biz iki kişilik alalım içerisine rahatça sığarız" fikrine asla kapılmayın.
2-) Mutlaka Fresh & Black tipte çadılar tercih edin. Antalyada 45 derece altında da kamp yaptım ve çadırda uyumak gerçekten keyif halini alıyor. Sabah güneş doğduğunda diğer kampçılar gölgelere kaçarken siz çadırınızda mışıl mışıl uyuyorsunuz.Benden demesi :)
3-) Benim nacizane fikrim şişme yataktan yana. Tamam mat kadar küçük olmuyor, belki taşırken birazda ağır ama arabada çok rahat taşınabiliyor. Kamp ta gece geç saatlere kadar sohbet edip yatakta yatmak gibisi yok gerçekten.
Şimdilik kamp günlüğü dizimizin ilk bölümü burada kalsın, bir başka seferde ilk kampımızdan, acemiliğimizden ve çektiklerimizden bahsettiğim bir yazı daha yazacağım. Aşağıyada ilk kampımızdan can dostlarla bir kare bırakıyorum. Görüşürüz...
Yorum Gönder